Karadut, yaz meyvesi olarak bilinir ve böğürtlen ile karıştırılmamalıdır. Soyulmaya gerek duyulmayan, yemesi zahmetsiz bir meyvedir. Çalılık alanlarda ve vahşi bitkiler arasında kendiliğinden yetişen karadut, otantik bir tada sahiptir ve kırmızı suyu ile tanınır. Hassas bir meyve olduğu için özenle tüketilmelidir. C, K ve E vitaminleri bakımından zengin olan karadut, aynı zamanda mükemmel bir antioksidan kaynağıdır. Tiamin, potasyum, sodyum, niasin, demir, bakır, mangan, selenyum, magnezyum ve beta-karoten açısından da iyi bir kaynaktır. Bol miktarda diyet lifi içerir. Reçel, marmelat, pekmez ve şurup yapımında kullanılabilir. Ayrıca tatlı ve pastalarda süsleme ve lezzet artırma amacıyla da kullanılabilir.

Karadut, dizanteri, basur, kansızlık gibi pek çok sağlık sorununa karşı faydalıdır. En önemli özelliği ise cilt sağlığına olan katkılarıdır. Bu özelliklerinden dolayı, karadut birçok kozmetik ürününde kullanılmaktadır. İçeriğinde serbest radikallerle mücadele eden farklı antioksidanlar bulunur ve doğal bir antibiyotik olarak genel vücut sağlığına katkıda bulunur.

Serbest radikaller, vücutta pek çok olumsuz duruma yol açar ve çoğu kanser türünün ana nedeni olarak bilinir. Serbest radikaller, iç organlar haricinde ciltte de olumsuz etkilere yol açar ve zamanla cildin yıpranarak yaşlanmasına neden olur. Karadut, içerdiği antioksidanlar sayesinde serbest radikallerin cilde verdiği olumsuz etkileri en aza indirir. A ve C vitamini de cilt için önemli vitaminler arasındadır. Karadut, düzenli aralıklarla cilt maskelerinde kullanılarak cilt bakımı yapabilir. Bol miktarda diyet lifi barındıran karadut, cildin daha canlı ve sağlıklı görünmesini sağlar ve cildin esnekliğini artırır.

1 çay bardağı kadar karadut ezilerek üzerine bal ilave edilir. Homojen bir şekilde yoğun kıvamlı bir maske elde edilir. Elde edilen maske, yüz ve dekolte bölgesine tabaka şeklinde sürülür. Sürme işlemi hafif masaj hareketleriyle yapılmalıdır. Maske cilde sürüldükten sonra 20 dakika bekletilir ve bekleme süresi tamamlandıktan sonra bol ılık suyla yıkanır. Karadut maskesi, cildin nemlenmesini sağlayarak cilde esnek bir yapı kazandırır. Düzenli uygulandığında cildin daha genç ve pürüzsüz bir görünüm kazanmasını sağlar.

Karadut yaprakları, kan pıhtılaşmasını engelleyici özelliklere sahiptir. Yaprak kısmı, vücuttaki açık yaralara ve çiziklere uygulanabilir. Bu alanda yaygın şekilde kullanılmaktadır. Sedef, egzama ve akneler için de karaduttan yararlanılabilir. Sedef hastalığı üzerinde yatıştırıcı etkisi bulunmaktadır. Çay olarak hazırlandığında ekzama için topikal olarak kullanılabilir.

İçeriğinde yüksek oranda kaliteli antioksidan barındıran karadut, cilt sağlığı kadar saç sağlığı için de faydalıdır. C vitamini içeriği kolajen üretimini destekleyerek saç dökülmesine sebep olan etkenleri ortadan kaldırır. Karadut suyu ile saçlar yıkandığında saça canlı, doğal ve parlak bir görünüm kazandırır.

Karadut yaprakları diş ve dişeti problemleri için kullanılabilir. Dişeti kanamalarında oldukça başarılı bir yöntemdir.

Karadut tüketerek adet kanamalarında yaşanan sıkıntılar en aza indirilebilir. Adet döneminin düzenli ve kolay atlatılmasını sağlar.

Dizanteri için karaduttan yardım alınabilir. Karadut yaprakları ishal için oldukça faydalıdır. Yapraklar kaynatıldığında ishale karşı alternatif bir çözüm olabilir.

Potasyum içeriği sayesinde insülin seviyesinin düzenlenmesini sağlar. Gün içinde bir avuç kadar karadut tüketimi diyabete karşı koruma sağlar.

Kalsiyum içeriği sayesinde kemik sağlığını korur. Vücudu kemik hastalıklarına karşı korumaya yardımcı olur. Özellikle çocukların kemik gelişimi için düzenli tüketilmeleri sağlanmalıdır.

Karadut kullanılarak hamur hazırlanır. Hazırlanan hamur basur olan bölgeye sürülür. Bu şekilde düzenli uygulandığında basur için alternatif ve doğal tedavi sağlanmış olur.

İçeriğinde ellagiç olarak isimlendirilen bir antioksidan bulunan karadut, kansere yakalanma olasılığını minimuma indirir. Birçok kanser çeşidini önlemek için faydalıdır.

Karadut, sağlık için oldukça faydalıdır ve bilinen bir zararı bulunmamaktadır. Ancak hamilelik döneminde güvenilirliği kesin olarak bilinmemektedir. Çok aşırıya kaçılmadan bu dönemde de tüketilebilir.